The Scarlet Plague, Jack Londan
40 yıllık ömrüne elliden fazla eser sığdıran Jack London'un 1912'de yayımlanan bu kitabı 2010'lu yıllarda ortaya çıkan kızıl vebayı anlatıyor. Yaşamında bir salgına şahit olmayan London, Kızıl Veba’da yirminci yüzyılın başından yüz yıl sonrasına, 2010’lar dünyasına bakan muhteşem bir kurguyla oldukça keskin öngörülerde bulunuyor.
2073 yılında, James Howard Smith adlı yaşlı bir Profesörün ağzından, 60 yıl önce yaşanan veba salgını sonucu milyarlarca insanın yaşamını yitirmesinin anlatıldığı eser, “kıyamet sonrası” edebiyatının öncülerindendir.
Yaşanan salgın sonucunda uygarlık yok olur, insanlık ilkel dönemlere döner, en büyük amacın hayatta kalmak, tarım ve hayvancılık olduğu bir dönem başlar. Bütün şehirler yok olmuş ve ayı, aslan, kurt gibi vahşi hayvanlar her tarafa yayılmıştır. Doktorların ve uzmanların hastaları tedavi etmek ve aşı bulmak için yaptıkları mücadeleler anlatılırken yer yer kapitalizm de eleştirilir. Yöneticilerin basın yoluyla salgın olayını sansürlemesi de yan tema olarak işlenir.
Yaşadığımız koronavirüs salgını ve salgın sürecinde yaşananlarla bağdaşan noktalar nedeniyle oldukça etkileyici.